30 Mayıs 2013 Perşembe

60. MEKTUP; END OF MAY


Şöyle diyor:

İyi ya da kötü rüya görmek tatsız bir şeydir (rüya anlatıları ne de sıkıcıdır ya!)Buna karşılık, fantazma, bekleme ya da uykusuzluk zamanını , hangisi olursa olsun , geçirmeye yardımcı olur; insanın hep yanında taşıdığı ve kimse bir şey görmeden her yerde, trende , kahvede , bir randevu için beklerken açabileceği küçük bir cep romanıdır. Ben rüyadan hoşlanmam çünkü insan rüyaya tümüyle dalar: Rüya monoloğa dayalıdır; fantazmadansa hoşlanırım, çünkü fantazma gerçeğin bilinciyle (içinde bulunduğum yerin bilinci) eşanlı olarak sürer: böylece birbiriyle bağlantısı kesik ve art arda gelen bir çifte uzam doğar; bu uzamın içindeki bir ses (kafeninki mi yoksa iç hayalinki mi, hangisi olduğunu asla söyleyemeyeceğim), tıpkı bir figürün ilerleyişinde olduğu gibi dolaylı duruma geçer; bir şey örülmektedir kendi kendine, kağıtsız kalemsiz, bir yazı başlangıcıdır bu şey. 

evde kitap ayraçlarını bir arada tuttuğum bir kutu var; biriktirmek için değil , orada burada unuttuğum için evde dağınıklık yapıyor diye bulduğumu o kutuya atıyorum. Sonra kitabı çantaya koyarken ya da atarken, kutunun içinden bir kitap ayracı almayı hiç aklıma getirmediğim için, sayfa aralarına saçma sapan şeyler koymak zorunda kalıyorum, işte toka, fatura, post-it, çikolata ambalajı, ağaç dalı falan filan... Ya da kıvırıyorum kenarını. kıvırdığım zamanlarda genellikle içe mi yoksa dışa mı kıvırdığımı unutuyorum, nereyi işaretlediğimi bulmam biraz zaman alıyor ama bu arada gözden kaçırdığım bir şey yeniden beni buluyor. Ya da gerçekten öyle mi oluyor? Emin olamıyorum.

Bir şeye sondan başa doğru, sağdan sola, ve saat yönünün aksine bakınca ne tuhaf hikayeler çıkıyor ortaya öyle değil mi? 
rasladığım bişey var;  (burada "rastlamak"la "insanın karşısına çıkmak" durumlarının kafa karışıklığını yaşıyorum, ağzımı bıçak açmıyor bu yüzden)

numen (insanın yazgısını söyleyen tanrıların sessiz jesti) olarak adlandırılır.Numen sonunda uzun bir bakış altında, zincire vurulmuş durumda, hareketsiz tutulduğu içindonup kalmış,ölümsüzleştirilmiş, tuzağa düşürülmüş isteridir.Benim pozlara (çerçevelenmiş olmaları koşuluyla), görkemli yağlıboya resimlere, dokunaklı sahnelere, gökyüzüne çevrilmiş gözlere ilgi duymam da buradan kaynaklanır. 


sevgiler 
Jane


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder